
Description
This blog entry is part of the series "Gendered Aspects of Peace and War in Turkey".
This blog entry is part of the series "Gendered Aspects of Peace and War in Turkey" - Blog VIII
Kolombiya Barış Sürecinde Kadınlar ve LGBTİ+lar:
Türkiye İçin Çıkarımlar
Nisan Alıcı
Translated by: Meral Camcı
Giriş
Geçtiğimiz sonbahar, Kolombiya hükümeti ve FARC-EP (Fuerzas Armadas Revolucionarias de Colombia - Ejército del Pueblo, Kolombiya Devrimci Silahlı Kuvvetleri – Halkın Ordusu) arasında “elli yıldan uzun süren silahlı çatışmaya kesin bir son vermek” 1 amacıyla imzalanan barış anlaşmasının altıncı yıldönümüydü. Kolombiya barış süreci, barış görüşmelerine kadın ve LGBTİ+ örgütlerinin gündemini dahil etmenin ve barış anlaşmasında toplumsal cinsiyet perspektifini benimsemenin eşi görülmemiş bir örneği olarak kutlandı. Anlaşma metninin önsözünde şu şekilde dile getiriliyor:
Savunmasız toplumsal gruplardan kadınların, yerli halkların, kız ve oğlan çocuklarının ve ergenlerin, Afrika kökenli toplulukların ve etnik olarak farklılaşmış diğer grupların temel haklarına; gerek erkek gerek kadın kadın küçük ölçekli çiftçilerin temel haklarına ve engelli kişilerin ve çatışma nedeniyle yerinden edilmiş kişilerin temel haklarına; ve yaşlıların ve LGBTİ topluluğunun temel haklarına özel önem atfeder. 2
Kolombiya barış görüşmeleri hemen hemen Türkiye'deki barış görüşmeleriyle (2012-2015) aynı zamanlarda Küba'nın Havana kentinde (2012-2016) gerçekleşti. Başlangıçtaki kimi benzer koşullara ve zorluklara rağmen, bu iki süreç farklı müzakere çerçevelerini takip etti ve bu, Kolombiya sürecinin bir barış anlaşmasıyla sonuçlanmasına neden olurken, Türkiye'deki süreç çöktü ve ülkede şiddet yeniden tırmandı.
İki çatışmanın temel nedenleri ve dinamikleri büyük ölçüde farklılık gösterse de, LGBTİ+ ve kadınların barış için kolektif seferberlik yoluyla neler başardığını ve taleplerini barış süreci mekanizmalarına nasıl taşıdıklarını görmek açısından Kolombiya örneği analiz edilmeye değer bir örnek olarak karşımıza çıkıyor.Kolombiya barış süreci, cinsiyetin süreci çapraz kesen bir toplumsal cinsiyet yaklaşımı ile bir barış anlaşması metnine nasıl dahil edilebileceğini göstermesi bakımından eşsizdi. 4 Anlaşmada cinsiyete ilişkin hükümler o kadar ilericiydi ki, referandumda barış anlaşmasının oylanmasında “kampanyaya hayır” yanlılarının ana eleştirilerinden biri “toplumsal cinsiyet ideolojisi” oldu. Nihai anlaşmanın 2016 yılında imzalanmasından bu yana, uygulama aşaması hem şüphesiz ilerlemeyi hem de kimi zorlukları getirdi. Bunlar arasında, çatışmalardan etkilenen topluluklar için toplumsal cinsiyete duyarlı güvenlik önlemleri ve tazminatlar iyileştirilmesi gereken alanlardır. 5 Ancak, uygulama aşamasının değerlendirilmesi bu blog gönderisinin kapsamı dışındadır. Bu blog yazısı daha ziyade DEMOS Araştırma Derneği’nce 2017-2018'de yürütülen bir araştırmayı temel alarak barış sürecinin kendisine odaklanıyor. 6 Söz konusu araştırma esnasında barış anlaşmasının imzalanmasından tam bir yıl sonra, Kasım 2017'de Bogotá, Cali ve Medellín'de görüşmeler yaptık. Havana’daki barış görüşmelerine doğrudan veya dolaylı olarak katılan LGBTİ+ ve kadın örgütlerinden kişilerle görüştük. Barış anlaşmasının uygulanma aşaması hakkında temkinli olmalarına rağmen, kolektif başarılarından dolayı oldukça heyecanlı ve gururluydular. Kolombiya hükümeti ile FARC arasında on yıllardır süren silahlı çatışma nihayet sona ermişti ve onların bu kolektif seferberliği, sürecin kapsayıcılığını ve dönüştürücülüğünü sağlamada asli bir faktör olmuştu.
Kolombiya barış süreci toplumsal cinsiyet açısından neden önemli?
Bu süreçte göze çarpan ilk başarı, kadın ve LGBTİ+ örgütlerinin barış müzakerelerine aktif katılımı oldu. Bu katılım, daha önce eşi benzeri görülmemiş bir mekanizma olan Toplumsal Cinsiyet Alt Komisyonu aracılığıyla gerçekleşti. Barış süreçleri tarihinde ilk kez, barış sürecinin ve anlaşmanın toplumsal cinsiyete duyarlı bir yaklaşım benimsemesini sağlamak açısından işler nitelikte bir toplumsal cinsiyet alt komisyonu kuruldu. Daha önce, 2002 yılında Sri Lanka'da hükümet ile Tamil Elam Kurtuluş Kaplanları arasındaki barış müzakerelerinin bir parçası olarak toplumsal cinsiyet meseleleriyle ilgili bir alt komisyon daha kurulmuştu. Ne yazık ki resmi müzakereler sona erdiğinde komisyon ilk toplantısını yapmaktan öteye gidememişti. Kolombiya’daki toplumsal cinsiyet alt komisyonu ise, aksine, halihazırda kabul edilmiş olan kısmi anlaşmayı toplumsal cinsiyet bakış açısıyla revize etme görevini üstlenmeyi başardı.
Daha önce görülmemiş bir gelişme de, toplumsal cinsiyet alt komisyonunun 2014-2015 yılları arasında Havana'da kadın ve LGBTİ+ örgütleriyle üç toplantı düzenlemesi ve bu toplantılara çok sayıda faklı kesimlerden heyeti davet etmesiydi. Heyetler, kadın çiftçiler, eski savaşçılar ve cinsel şiddetten hayatta kalanlar gibi çatışmalardan etkilenen farklı grupları içeriyordu. Havana'ya seyahat eden hayatta kalanların yarısından fazlası da kadındı.7 Saha çalışmamızda gözlemlediğimiz bir başka ilham verici nokta da, Kolombiyalı kadınların ve LGBTİ+ örgütlerinin diğer ülkelerin deneyimlerinden ne kadar çok şey öğrendiğini görmekti. Bu durum alt komisyon çalışmalarına da yansımıştı. Örneğin, Kuzey İrlanda ve Endonezya da dahil olmak üzere çatışmanın sonrasını deneyimleyen diğer ülkelerden eski kadın savaşçılar da Havana'ya davet edilmişti. Savaşanların yeniden entegrasyonu anlaşmanın kapsadığı konulardan biri olduğundan ve eski kadın savaşçıların barış anlaşması sonrası aşamada daha geleneksel eski rollere geri dönme riski bulunduğundan bu konu özellikle önemliydi..8
Bir diğer önemli adım da toplumsal cinsiyete dayalı başlıkların barış görüşmelerinde tartışılan diğer başlıklardan ayrı olarak ele alınmamasıydı. Daha ziyade tüm hükümlerin toplumsal cinsiyete dayalı eşitsizlikleri ve adaletsizlikleri ele aldığından emin olmak için barış anlaşmasının her bir bölümü toplumsal cinsiyet perspektifiyle ele alındı. Örneğin, kadınları arazi mülkiyeti haklarına sahip bağımsız vatandaşlar olarak tanıyan Kırsal Reform bölümü toplumsal cinsiyete güçlü bir şekilde odaklanmaktadır. Alt komisyonun çalışmaları sayesinde anlaşma, silahlı çatışmanın, kadınları, LGBTQI+'ları, Afro-Kolombiyalıları, yerli toplulukları, siyasi ve dini azınlıkları ve engelli kişileri farklı şekillerde etkilediğini ve bu nedenle ihtiyaçları karşılamak için özel araçların geliştirilmesi gerektiğini kabul etti. 9
Nasıl başarıldı?
2012'de barış görüşmeleri başladığında müzakere masasında sadece bir kadın vardı. Barış sürecinin önünü açmak için kadınların onca zamandır süren çabası göz önüne alındığında, bu başlangıç hayal kırıklığına neden olmuştu. 2013'te dokuz kadın örgütü, Bogota'da Kolombiya'nın 30 bölgesinden 450'den fazla kadını bir araya getiren Barış İçin Kadınlar Ulusal Zirvesi'ni düzenledi. Bu kadınlar, köylüler, mağdurlar, yerliler, Afro-Kolombiyalılar, LGBTİ+ örgütleri, sendikalar ve siyasi partiler göz önüne alındığında farklı geçmişlerden geliyordu. Zirve’ye diğer ülkelerden uzmanlar ve aktivistler de barış inşası deneyimlerini paylaşmak üzere katıldı. Düzenleyicilerin temel amacı, kadınların barış görüşmelerine katılımını ve kadınların gündeminin tartışmaya dahil edilmesini sağlamaktı. Katılımcılar müzakere taraflarına iletilmek üzere üç temel talep üzerinde anlaştılar: taraflar bir anlaşmaya varana kadar müzakere masasından ayrılmamalıydı; kadınlar barış süreci masasının her aşamasında yer almalıydı ve, çatışmanın kadınlar üzerindeki etkisi ve çatışma sonrasındaki ihtiyaç ve talepleri dikkate alınmalıydı. Ayrıca barış anlaşması için yüzlerce öneriyi bir araya getirdiler.10 Zirve, müzakere heyetlerine kadınların dahil edilmesinde bir dönüm noktası oldu. Bundan sadece iki ay sonra, hükümet tam müzakere yetkilerine sahip iki kadını yetkili olarak atadı ve FARC'ın müzakere heyetinde de kadınların katılımı arttı. Toplumsal cinsiyet alt komisyonu ise Zirve’den birkaç ay sonra kuruldu. Şubat 2015 itibariyle, kadınlar FARC heyetinin %40'ını ve hükümet delegasyonunun %20'sini oluşturuyordu..11 Sürecin tamamında kadınlar heyetlerde, komisyonlarda, alt komisyonlarda ve bölgesel çalışma gruplarında yer aldı. Barış anlaşmasının bölümleriyle ilgili forumlar düzenlediler ve aktif katılım sağladılar. Bu çalışmalar aracılığıyla, kadınların güçlenmiş siyasi aktörler olarak barış sürecine anlamlı katılımını sağladılar. 12 Zirve, kadın bakış açısını uygulama sürecine dahil etmek amacıyla 2016 ve 2021 yıllarında yeniden düzenlendi.
Türkiye Açısından Olası Etkileri
Silahlı çatışmanın ortasında barışa odaklanmak
Toplumsal cinsiyetin barış sürecinde kilit rol oynamasının belki de en kayda değer yanı, bunun kadınların yıllarca süren mücadelesiyle nasıl mümkün kılındığıdır. Birçok kadın ve LGBTİ+ örgütünün barış inşası çabalarında uzun zamana yayılan bir pratiği vardır. “Silahlı çatışmaya direnmede ve insani olanı korumada hayati bir rol oynamışlardır. Silahlı çatışmanın ortasında kadınlar örgütlenip barış alanları inşa ettiler ve silahlı çatışmanın diyalog yoluyla çözümünün temellerini attılar.” 13 Çatışmanın farklı gruplar üzerindeki etkisi zaten uzun süredir gündemlerindeydi ve barış inşası, özel programlarının ana temasıydı. Örneğin, Las Casas de Paz (Barış Evleri) aracılığıyla, LGBTİ+ örgütü Caribe Afirmativo, cinsel yönelimleri, kimlikleri ve farklı cinsiyet ifadeleri nedeniyle silahlı çatışmalardan zarar gören LGBTİ+ bireylere barınacak yer sağlıyordu. 14 Toplumsal cinsiyete dayalı çalışma ile barış çalışması arasındaki güçlü bağlar, bu grupları barış süreci başladığında harekete geçmek için gerekli bilgi ve araçlarla donatmıştı.
Ortak barış talepleri etrafında bir araya gelerek öncelikleri belirlemek
Bu arka plan sayesinde örgütler, barış görüşmelerinde kadın ve LGBTİ+ eksikliğine hızla tepki verdi. Mevcut deneyimlerinin üzerine inşa ettiler, kaynaklarını seferber ettiler ve ulusal ve uluslararası ağlarını kullandılar. Ama en önemlisi, ortak bir gündem oluşturdular ve önemli somut talepler üzerinde anlaştılar. Etkili mekanizmaların kurulmasını ve kadınların aktif katılımını sağlayan ortak çabalarıydı.onların bu ortak çabasıydı.
Örgütler ve hareketler arasında kurulan ittifaklar, barış anlaşmasının oylandığı 2016 referandumunda ve sonrasında da kilit rol oynadı. Referandum kampanyaları sırasında “hayır kampanyası” yandaşları, metnin “toplumsal cinsiyet ideolojisini” desteklediğini ve geleneksel aile değerlerini ihlal ettiğini ileri sürerek barış anlaşmasına saldırdı. Küçük bir farkla referandumu kazandılar. Hem hükümet hem de FARC, referandum sonucuna rağmen anlaşmaya devam etmeye karar verdi, ancak anlaşmada bazı değişikliklere gitmek zorunda kalındı. LGBTİ+ hakları feda edilme tehlikesiyle karşı karşıyaydı. Kadınların ve LGBTİ+ örgütlerinin ortak çabaları bu türden bir geri adımın önüne geçti.
Türkiye'de şu sıralarda artan LGBTİ+ karşıtı eğilimler ve söylemler düşünüldüğünde, bu her zamankinden daha önemli hale geliyor. LGBTİ+ karşıtı yasalara ve LGBTİ+ aktivistlerinin kriminalize edilmesine yönelik küresel eğilimlere paralel olarak Türkiye, son yıllarda LGBTİ+ aktivistlerine karşı güçlü bir saldırıya tanık oluyor. 24 Ekim 2022'de İstanbul'da devlet destekli LGBTİ+ karşıtı mitingden15 sadece birkaç hafta sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan, aile kurumunu güçlendirecek bir mevzuat değişikliği yapmak istediğini ifade etti. Bunun, anayasada LGBTİ+ karşıtı değişiklikler yapılmasını önermek anlamına geldiği kısa sürede anlaşıldı. 16 Her ne kadar bu seçimler yaklaşırken muhafazakǎr seçmen tabanını konsolide etmeyi amaçlayan bir hareket olarak görülebilse de, aynı zamanda son yıllarda genleşen bir sosyo-politik iklimi yansıtıyor. Ayrıca sağcı siyasetin evrensel yükselişiyle de koşutluk gösteriyor. Feminist ve queer hareketler arasındaki mevcut koalisyonları güçlendirmek, otoriter rejimin hedeflerine karşı koymanın tek yolu olabilir.
* Sponsored by the Rosa Luxemburg Stiftung with funds of the Federal Ministry for Economic Cooperation and Development of the Federal Republic of Germany. This publication or parts of it can be used by others for free as long as they provide a proper reference to the original publication. The content of the publication is the sole responsibility of Off-University. Organisation für den Frieden e.V. and does not necessarily reflect a position of RLS.
Ev gotar parçeyeke ji rêze blogan e, ku li ser “ Alîyên Şer û Aştî Yên Di Warê Cinsiyeta Civakî Ya Tirkiyêde” hûr dibe.