Skip to main content
SearchLoginLogin or Signup

Yerel Yönetimlerde Toplumsal Cinsiyet Odaklı Kurumsal Dönüşümler: Diyarbakır Örneği

Bu yazı 'Barış ve savaşın toplumsal cinsiyetlendirilmiş yönlerine' odaklanan bir blog serisinin parçasıdır.

Published onOct 31, 2022
Yerel Yönetimlerde Toplumsal Cinsiyet Odaklı Kurumsal Dönüşümler: Diyarbakır Örneği

Cuma Çiçek

Kürt Kadın Hareketi (KKH) bugün hem ideolojik-politik kimlik hem kurumsal yapılanma hem de toplumsal mobilizasyon düzeyinde anaakım Kürt siyasetinin kurucu aktörlerinden biridir. 1990’lı yıllarda “ulusal kurtuluş” için mobilize olan Kürt kadınları zaman içinde toplumsal cinsiyet alanındaki eşitsizliklerle de mücadele ettiler. Ulusal mesele etrafında açılan alanları genişlettiler, derinleştirdiler, çeşitlendirdiler. Kendilerini ve anaakım Kürt siyasetini dönüştürdüler.[1]

Bu “çatışmalı dönüşümün” yansıdığı ve yeniden üretildiği alanların başında yerel yönetimler geliyor. Bu yazı eş-başkanlık uygulamasının başladığı döneme odaklanarak Diyarbakır örneği üzerinden belediyelerde toplumsal cinsiyet odaklı kurumsal dönüşümleri irdeliyor.

Yerel Yönetimler ve Kürt Barışı

Yerel yönetimler Kürt barışının sağlanmasında en az üç nedenden ötürü kritik bir yere sahiptir. İlk neden, 1990’lı yıllarla birlikte anaakım Kürt siyasetinin yerel yönetimlerin merkezinde olduğu önemli dönüşümler yaşamasıdır. 1990’lı yıllarda yaşanan zorunlu göç sonrası Kürt itirazının merkezi kırdan kentlere kaydı. Bu kentleşme süreci, 1999 yılında başlayan ve 2016 yılında kayyımların atanmasına kadar genişleyerek ve derinleşerek süren yerel yönetim deneyimiyle birlikte daha da hızlandı. Yerel yönetimlerle birlikte Kürt itirazı içinde legal kurumların yeri genişledi ve gücü arttı. Yerel iktidar olanaklarıyla birlikte sivil toplum alanında da dikkate değer bir canlanma yaşandı. Son olarak, anaakım Kürt siyaseti kabul edilmiş ortak kurallar inşa etme ve yayma kapasitesi anlamında kurumsallaştı.[2] Nitekim, kentleşme, legalleşme ve kurumsallaşma dinamikleriyle birlikte, Kürt coğrafyasında anaakım Kürt siyasetinin hegemonyası hem genişledi hem de derinleşti. 

İkinci neden, kimlik temelli teritoryal çatışmaların formasyonunda güç paylaşımının en kritik başlıklardan birini oluşturmasıdır.[3] Örneğin, 1975-2021 döneminde devletler ile isyancılar arasında imzalanan teritoryal çatışmaların çözümüne dönük 101 anlaşmanın 71’inde bağımsızlık, federasyon, otonomi, yerel yönetimlerin güçlendirilmesi, belediyelerin yetkilerinin artırılması, kültürel hakların genişletilmesi gibi başlıklarda teritoryal düzenlemeler yapıldı.[4]1999-2015 yılları arasındaki müzakere süreçlerindeki tartışmalar irdelendiğinde Kürt barışının sağlanmasında en olası güç paylaşımı formunun yerel yönetimlerin güçlendirilmesi olduğu söylenebilir.[5]

Üçüncü neden, yerel yönetimlerin pozitif barışın inşasında önemli bir yere ve role sahip olmasıdır. Blog serisinin ilkinde[6] tartışıldığı üzere, barış inşası şiddetin sonlanmasından öteye toplumsal bir dönüşümü içerir, çok katmanlı ve çok aktörlü bir toplumsal mobilizasyonu gerektirir.[7] Doğrudan şiddetten öteye, kültürel ve yapısal şiddetin sonlanmasını içerir.[8] Anaakım Kürt siyasetinin yerel iktidarı, siyasi çözümün mümkün olduğunu ve sivil-demokratik siyaset araçlarının işlevselliğini göstererek doğrudan şiddetin azalmasına katkı sundu. Nitekim Kürt çatışmasının sonlanmasına yönelik barış süreçleri 1999-2015 döneminde yaşandı. Ayrıca, yerel yönetimler Kürt meselesi bağlamında sınıfsal, etnik/ulusal ve toplumsal cinsiyet temelli eşitsizliklerin giderilmesine dönük çabalarla yapısal şiddetin, çoğulcu ve eşitlikçi kimlik politikalarıyla barışın meşruiyetine dair toplumsal rıza üreterek kültürel şiddetin azalmasına katkı sundu.[9]

Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi (DBB) öncülüğünde anaakım Kürt siyasetinin iktidarda olduğu belediyelerde dört alanda toplumsal cinsiyet odaklı dönüşümler yaşandı:

·             Eş-başkanlık ve kadınların temsili 

·             Belediye meclisinde toplumsal cinsiyet eşitliği çalışmaları

·             Belediye bürokrasindeki dönüşümler 

·             Toplumsal cinsiyete duyarlı stratejik planlama ve bütçeleme

Eş-başkanlık ve Kadınların Temsili

KKH’nin güçlenmesiyle birlikte yerel yönetimlerde kadın temsili arttı. Bu değişimin en görünür alanı eş-belediye başkanlığıydı. Anaakım Kürt siyasetinin yerel yönetim deneyiminin başladığı 1999 seçimlerinde biri büyükşehir, altısı il olmak üzere toplam 37 belediye içerisinde sadece 3 ilçede başkanlar kadındı. Bu sayı 2004’te 9’a, 2009’da ise 15’e çıktı.[10]

2005’te Demokratik Toplum Partisi’nin kuruluşuyla eş-başkanlığa geçen anaakım Kürt siyaseti, 2014 yerel seçimlerinde bu sistemi belediyelere taşıdı. Eş-başkanlık mevzuatta bulunmadığı için birinci sırada belediye meclisi üyesi seçilen kişi eş-başkan oldu. Ana-akım Kürt siyaseti 3 büyükşehir, 8 il belediyesi dahil seçimi kazandığı 102 belediyenin 96’sında eş-başkanlarla seçim kampanyalarını yürüttü.[11] Diyarbakır’da Gültan Kışanak ve Fırat Anlı eş-başkan olarak seçimi kazandılar.

Belediye Meclisindeki Dönüşümler

Eş-başkanlık sistemiyle beraber belediye meclislerinde kadınların temsili arttı. Türkiye Ekonomi Politikaları Vakfı’nın 2018’de hazırladığı Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Karnesi araştırmasına göre, büyükşehir ve ilçe belediye meclislerindeki kadın oranının en yüksek olduğu dört il anaakım Kürt siyasetinin yönetimde olduğu Diyarbakır (%26,77), Van (%25,25), Mardin (%22,22) ve Hakkari’ydi (%21,70). Türkiye’nin üç büyük şehri olan İstanbul, İzmir ve Ankara’da kadınların oranı sırasıyla %17,06, %18,70 ve %14,67’ydi.[12] Aynı dönem DBB Meclisi’nin toplam 92 üyesinin 22’si AK Partili, biri CHP’li, kalan 69 üye ise BDP’liydi (Barış ve Demokrasi Partisi). AK Parti ve CHP’li üyelerin tamamı erkekken, BDP’li 69 adayın 22’si (%31,88) kadındı.[13]

Kadınların temsili konusunda bir diğer önemli yenilik Kadın Grubu idi. Kadın eş-başkan ve seçilmiş kadınlardan oluşan bu grup belediye meclisi içerisinde toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadın özgürlüğü odaklı çalışıyor, meclis çalışmalarıyla eş güdümlü olarak faaliyet yürütüyordu. 

Kadın Komisyonu ve Kadın-Erkek Eşitlik Komisyonu temsil bağlamında yapılan bir diğer düzenlemeydi. Meclis bünyesindeki 14 tematik komisyondan ikisini oluşturan bu yapılar bir yandan meclis çalışmaları içerisinde toplumsal cinsiyet eşitliğine dair faaliyet yürütürken,[14] öte yandan kentteki toplumsal cinsiyet odaklı STK’lar ile belediye meclisi ve bürokrasisi arasında köprü işlevi görüyordu. 

Belediye Bürokrasisindeki Yenilikler

Meclisinin yanı sıra, belediye bürokrasisi içerisinde de önemli düzenlemeler yapıldı. İlk olarak, belediye bünyesindeki yönetici kadın sayısı artırıldı. DBB’de 2014 yılına kadar 15 daire başkanı arasından sadece 2’si kadındı. Öte yandan, 2014 yerel seçimleri sonrasında 20 daire başkanının 5’i kadındı. Kadınların yönettiği bu hizmet birimleri kadın politikaları, sosyal hizmetler, insan kaynakları ve eğitim, kaynak geliştirme ile kültürel miras ve turizm daire başkanlıklarıydı. Hizmet birimlerinin yürütme ve koordinasyonundan sorumlu olan genel sekreterlik makamında da bu dönemde kadınların temsili arttı. 2014 öncesinde genel sekreter ve iki yardımcısı erkek iken, takip eden dönemde genel sekreter yardımcısı sayısı kadın bir yöneticinin göreve başlamasıyla üçe çıkarıldı.[15] Bu dönemde idari kadrolardaki kadın yöneticilerin oranının %50’ye çıkarılması hedeflense de bu oran %20’de kaldı.[16] Bununla birlikte, büyükşehir belediyesindeki toplam 3356 personelin 400’ünün (%11,92) kadın olduğu[17] dikkate alındığında, yönetim kademelerinde kadın oranının %20’lere varması önemli bir dönüşümü ifade ediyordu.  

İkinci olarak, Kadın Politikaları Daire Başkanlığı kuruldu. Bu daire başkanlığıyla, toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadın özgürlüğü alanında çalışan, diğer ana hizmet birimleriyle eşdeğer statüde, özgün bütçesi ve organizasyon yapısı olan bir birim oluştu. Ayrıca, birimin amaç ve hedefleri ile kurumsal yapısı KKH’nin yanı sıra kentteki toplumsal cinsiyet odaklı STK’lar ile yapılan tartışmalarla belirlendi. 

Kadın Politikaları Daire Başkanlığı bünyesinde DİKASUM (Diyarbakır Kadın Sorunlarını Araştırma ve Uygulama Merkezi) Şube Müdürlüğü, Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Şube Müdürlüğü ve Kadın Ekonomisini Geliştirme Şube Müdürlüğü oluşturuldu. Ayrıca Alo Şiddet Hattı ve İlk Adım İstasyonu kuruldu.[18] DBB’de oluşturulan bu birimlerin benzerleri daha sonra anaakım Kürt siyasetinin yönettiği diğer belediyelerde de kuruldu. 

Son olarak, Kadın Meclisi’nden ve Kadın Politikaları Koordinasyon Kurulu’ndan bahsetmek gerekir. Belediye meclis üyesi kadınlar ile çalışan kadınların katılımıyla oluşturulan ve hizmet birimlerini yatay düzlemde kesen Kadın Meclisiyle kadınların yönetim süreçlerindeki katılımının artırılması hedeflendi.[19] Öte yandan, ana hizmet birimleri arasında “temel politik hedefler konusunda ortaklaşma sağlanması ve birimler arası etkileşim ortamları yaratılması amacıyla”[20] Kadın Politikaları Koordinasyon Kurulu oluşturuldu ve yönetmeliği hazırlandı. 

Bu dönemde Kadın-Erkek Eşitlik Birimi ve Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Etki Değerlendirme Kurulu’nun oluşturulması hedeflense de bu hedef gerçekleştirilmedi.[21]

Toplumsal Cinsiyete Duyarlı Stratejik Planlama ve Bütçeleme

Toplumsal cinsiyet odaklı dönüşümler kapsamında bir diğer kritik hususu stratejik planlama ve bütçeleme oluşturuyor. 2015-2019 Stratejik Planı süreç ve kapsam bakımından toplumsal cinsiyete duyarlıydı. Plan katılım, diyalog ve müzakereye vurgu yapan “süreç odaklı” bir yaklaşımla hazırlandı. 188 toplantıyı ve 11 bine yakın kişinin katılımını içeren planlama sürecini birim temsilcilerinden oluşan Stratejik Plan Çalışma Grubu yönetti. Sürece liderlik eden iki kişiden biri olan Strateji Geliştirme Şube Müdürü kadındı, ayrıca toplam 27 üyeden oluşan çalışma grubu içerisinde 9 kadın yer alıyordu.[22]

Planlama sürecinde altı temel bilgi kaynağından biri olarak değerlendirilen “seçim beyannamesi” hazırlanırken düzenlenen üç tematik forumdan biri toplumsal cinsiyet üzerineydi. Ayrıca, sivil toplum aktörlerinin stratejik planlama sürecine dahil edilmesi için yapılan ve 1547 kişinin katıldığı 15 tematik forumdan biri Jin-Jiyan (Kadın-Hayat) Forumuydu. 

Stratejik Plan içerik olarak incelendiğinde toplumsal cinsiyet açısından en az beş önemli hususun altı çizilebilir: İlki, plan kapsamında hazırlanan Amed Kentli Hakları Deklarasyonu’nda öz-yönetim ve katılım, barış, sağlıklı bir çevre, içilebilir temiz su, temiz-yenilenebilir enerji, barınma, beslenme, çalışma, sağlık, eğitim, sosyo-kültürel kimlik, ulaşım, spor, sürdürülebilir kentsel mimari, doğal zenginlikler ve kaynaklar ile eşitlik konularında yurttaşların hakları tanımlandı. “Eşitlik” başlığında “[y]ukarıda sıralanan tüm haklara, cinsiyet, yaş, köken, inanç, sosyal, ekonomik ve politik ayrım gözetilmeden, fiziksel veya zihinsel engellerine bakılmadan; Diyarbakır’da yaşayan herkes eşit olarak erişme hakkına sahiptir” denilmektedir.[23]

İkincisi, planda bulunan ve katılımcı bir yönetim modelinin taahhüt edildiği Demokratik Öz-Yönetim Tutum Belgesi’nde ana başlıklardan biri “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ve Kadın Özgürlüğü”dür. Buna göre, “[d]emokratik öz-yönetim kapsamında hem kurum içi hem de şehir genelinde oluşturulacak yapı ve mekanizmalarda toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadın özgürlüğü esas alınır. Bu amaçla tüm yönetim süreçlerinde kadın-erkek eşitliği sağlanarak temsilde adalet sağlanır.”[24]

Üçüncüsü, belediyenin temel değerleri, kurumsal vizyonu ve misyonu içinde toplumsal cinsiyet ana eksenlerden birini oluşturmaktadır. Örneğin, belediyenin misyonu şu şekilde belirtilmiştir: “Halkın kaynaklarının halkın ihtiyaçları doğrultusunda eşit ve etkin bir şekilde kullanıldığı, demokratik öz-yönetim, toplumsal cinsiyet eşitliği ve çok-dilli hizmeti esas alan bir yerel yönetim inşa etmek.”[25]

Dördüncüsü, kurumsal amaç ve hedeflerin belirlendiği 13 stratejik alandan biri “Kadın Politikaları ve Toplumsal Cinsiyet Eşitliği”dir. Bu alanda 3 stratejik amaç, 14 stratejik hedef ve 72 faaliyet/eylem yer alıyor. Belirlenen stratejik amaçlar şunlardır: “toplumsal cinsiyet eşitliği perspektifinin geliştirilmesini sağlamak”, “kadınlara (yönelik) ayrımcı ve şiddet içeren yaklaşımları ortadan kaldırmak, koruyucu uygulamalarda bulunmak” ve “kadınları ekonomik, toplumsal, kültürel ve sağlık açılarından güçlendirmek.”[26] Toplumsal cinsiyet eşitliğine dönük faaliyetler kuşkusuz çevre, sağlık, ulaşım, sosyal politikalar gibi diğer 12 stratejik alanda da yer alıyor. Bununla birlikte özgün bir alanın ayrıldığı görülüyor. 

Sonuncusu, “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ve Kadın Özgürlüğü” belediye hizmetleri ve sunumunda belirlenen öncelikli 5 müdahale alanı içerisinde yer alıyor. Diğer öncelikli alanlar şunlardı: “Haklar, Sosyal Adalet ve Sosyal Politika”, “Ana Dil ve Kültürlerin Yeniden Üretimi”, “Çevre ve Ekoloji” ile “Yerel Ekonomiyi Güçlendirme.”[27]

2016 Kasım ayında kayyım atanmasıyla birlikte söz konusu yönetim kesintiye uğrasa da yaklaşık 20 aylık uygulama süreci pratik alandaki yansımaları analiz etmeye olanak tanıyor. Belediyenin yıllık faaliyet raporları ve performans göstergeleri[28] uygulamada sınırlı bir ilerleme kaydedildiğini gösteriyor. 2015 Faaliyet Raporu’na göre, DBB’nin stratejik hedefler bazında genel başarı oranı %47,33. Bununla birlikte, Kadın Politikaları ve Toplumsal Cinsiyet Eşitliği %26,37 oranıyla 13 stratejik alan içerisinde sondan ikinci sırada yer alıyor. Performans ölçümü, planlanan faaliyetlerin niceliksel olarak gerçekleşme düzeyine göre ve stratejik amaçlar, hedefler, faaliyetler ve performans göstergeleri arasında herhangi bir ağırlıklandırma olmaksızın basit usulle yapılıyor. Bu anlamda söz konusu oranlar doğru bir performans ölçümü sunmasa da genel eğilimi anlamaya olanak tanıyor. Özetle, toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadın özgürlüğü alanındaki hedeflenen amaçlara ve yapılan kurumsal düzenlemelere rağmen uygulamada sınırlı bir ilerleme sağlandı.[29]

2015-2019 Stratejik Planında “toplumsal cinsiyet eşitliği perspektifini sağlamak” stratejik amacı kapsamında ayrıca “tüm hizmetlerin toplumsal cinsiyet eşitliğine duyarlı bütçeleme esasına uygunluğunun sağlanması” hedeflendi. Buna karşın, faaliyetlerin/projelerin hiçbirinde “toplumsal cinsiyet etki değerlendirmesi” yapılmadı. Yine, belediye hizmetlerinden faydalananların kadın-erkek ayrımına göre izlenmesi planlandı, ancak bu faaliyet de gerçekleşmedi. Toplumsal cinsiyete duyarlı bütçeleme konusunda sağlanan tek başarı bütçe ve mali planlama kapsamında kentteki toplumsal cinsiyet odaklı 8 STK’yla hazırlık toplantısının yapılmasıdır.[30]    

Bitirirken, toplumsal cinsiyet eşitliği alanında sağlanan sınırlı ilerlemelerin kayyım uygulamalarının hedefi haline geldiğini not etmek gerekir. Yerel yönetimlerdeki de facto eş-başkanlık uygulaması kayyım atamalarının en önemli gerekçelerinden biri olarak sunuldu. Yine, belediye meclisleri fiili olarak feshedildi. Ayrıca, 2015-2019 Stratejik Planı uygulamadan kaldırıldı ve yeni plan hazırlandı. Yeni plan, öncekinde yer alan ve anaakım Kürt siyasetinin politik vizyonunu yansıtan stratejik amaç, hedef ve faaliyetlerin çıkarılmasıyla oluşturuldu. Bu çerçevede, toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadın özgürlüğü alanındaki çalışmaların neredeyse tamamı elendi.[31] Kadın Politikaları Dairesi Başkanlığı yerine Kadın ve Aile Hizmetleri Dairesi Başkanlığı kuruldu. Ayrıca, Diyarbakır’da büyükşehir ve ilçe belediyelerine bağlı 10 kadın merkezinin faaliyetleri durduruldu ve Alo Şiddet Hattı kapatıldı. Belediyelerle ortak çalışmalar yapan kadın dernekleri ve kooperatifleri de KHK’yla kapatıldı. Toplumsal cinsiyet odaklı çalışmaları yürüten ve çoğu da yönetici olan kadın çalışanlar bu dönemde belediyelerden ihraç edildi.[32]  

Sonuç: Diyarbakır’ın Öğrettikleri

Sonuç olarak, anaakım Kürt siyasetinin de facto merkezi olan Diyarbakır’da yerel yönetimler düzeyinde toplumsal cinsiyet odaklı önemli kurumsal düzenlemeler yapıldı. Eş-başkanlıkla birlikte hem mecliste hem de belediye bürokrasi içerisinde kadınların temsili arttı. Bir yandan özgün kadın birimleri kurulurken öte yandan toplumsal cinsiyet perspektifini tüm birimlere yaymak için düzenlemeler yapıldı. Beş yıllık stratejik plan ve yıllık bütçeleme çalışmalarıyla toplumsal cinsiyet odaklı kurumsal düzenlemelerin belediye hizmetlerine taşınması hedeflendi. Bununla birlikte, uygulamada sınırlı bir ilerleme kaydedildi. Deneyimin yeniliği ve kayyımlarla kesintiye uğraması hizmetlerdeki sınırlı ilerlemenin nedenleri olarak not edilebilir. 

Tüm sınırlarına rağmen, Diyarbakır deneyimi siyasal mutabakat inşası ve doğrudan şiddetin sonlanmasından öteye yapısal eşitsizliklerin giderilmesi ve kültürel şiddetin son bulmasına yönelik toplumsal barış inşasında yerel yönetimlerin kritik bir alan olduğunu gösteriyor. Bu anlamda toplumsal cinsiyete duyarlı pozitif barış inşasında yerelliğin önemine işaret ediyor.  Bu deneyim, ayrıca, barış çalışmalarının yerelleşmesi ve toplumsal cinsiyet odaklı olmasında yerel yönetimlerin sadece bir alan olmadığını doğrudan bir aktöre de dönüşebileceğine işaret ediyor. Altyapıdan üstyapıya, sosyal politikadan kültüre, güvenlikten yerel ekonomiye toplumsal hayatın birçok alanına, kurucu ve düzenleyici bir aktör olarak müdahale eden yerel yönetimlerin toplumsal cinsiyet odaklı dönüşümü barış inşasına yeni bir soluk getirebilir. 

 

 

 



Notlar

[1] Bu konuda ayrıntılı analizler için bkz.: Handan Çağlayan, Analar, Yoldaşlar, Tanrıçalar: Kürt Kadın Hareketinde Kadınlar ve Kadın Kimliğinin Oluşumu, 3. baskı, (İstanbul: İletişim Yayınları, 2012); Cuma Çiçek, Ulus, Din, Sınıf: Türkiye’de Kürt Mutabakatının İnşası (İstanbul: İletişim Yayınları, 2015). İçerden bir analizi için ayrıca bkz.: Gültan Kışanak, Kürt Siyasetinin Mor Rengi (Ankara: Dipnot Yayınları, 2018), 17–61.

[2] Cuma Çiçek, “Kürt Siyaseti ve Yerel Yönetimler (1999-2019),” Birikim, no. 358–359 (2019): 75–87.

[3] Charles W. Maynes, “Containing Ethnic Conflict,” Foreign Policy, no. 90 (1993): 3–21, https://doi.org/10.2307/1148940; Caroline A Hartzell, “Explaining the Stability of Negotiated Settlements to Intrastate Wars,” Journal of Conflict Resolution 43, no. 1 (February 1, 1999): 3–22, https://doi.org/10.1177/0022002799043001001; Caroline Hartzell and Matthew Hoddie, “Civil War Settlements and the Implementation of Military Power-Sharing Arrangements,” Journal of Peace Research 40, no. 3 (2003): 303–20; Caroline Hartzell, Matthew Hoddie, and Donald Rothchild, “Stabilizing the Peace After Civil War: An Investigation of Some Key Variables,” International Organization 55, no. 1 (2001): 183–208, https://doi.org/DOI: 10.1162/002081801551450.

[4] Shawn Davies, Therese Pettersson, and Magnus Öberg, “Organized Violence 1989-2021 and Drone Warfare,” Journal of Peace Research 59, no. 4 (2022). Veri seti internet ortamında erişime açıktır. Bkz.: UCDP Dataset Download Center (uu.se), erişim tarihi: 25.08.2022.

[5] Cuma Çiçek, Kürt Meselesi ve Siyasi Barış Bağlamında Güç Paylaşımı ve Ademi Merkeziyet (İstanbul: Hafıza Merkezi, 2021); Cuma Çiçek, Süreç: Kürt Çatışması ve Çözüm Arayışları (İstanbul: İletişim Yayınları, 2018).

[6] Cuma Çiçek, “Toplumsal Cinsiyet: Sivil Toplumun Barış Çalışmalarında Sınır-Aşan Ortaklıklar,” Off University Blog Series: Gender, Conflict and Peace in Turkey, 2022, https://off-university.com/tr-TR/Blog/Detail/gendered-aspects-of-peace-and-war-in-turkey_blog-1.

[7] John Paul Lederach, Building Peace: Sustainable Reconciliation in Divided Societies (Washington, DC: United States Institute of Peace Press, 1999).

[8] Johan Galtung, Peace by Peaceful Means: Peace and Conflict, Development and Civilization (London: SAGE Publications, 1996).

[9] Çiçek, “Kürt Siyaseti ve Yerel Yönetimler (1999-2019).”

[10] HDP Kadın Meclisi, Eşit Temsiliyet ve Eşit Katılım Için Eşbaşkanlık (Ankara: Halkların Demokratik Partisi, 2020), 20, https://hdp.org.tr/tr/esbaskanlik-dosyasi/14386/.

[11] HDP Kadın Meclisi, 23.

[12] Hülya Demirdirek and Ülker Şener, 81 İl İçin Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Karnesi (Ankara: TEPAV, 2018).

[13] Kışanak ve Anlı döneminde görev yapmış bir meclis üyesiyle kişisel görüşme. Görüşme tarihi: 13.09.2022.

[14] HDP Kadın Meclisi, Kadın Özgütlükçü Yerel Yönetimlerin Gaspı: Kayyım Raporu (Ankara: Halkların Demokratik Partisi, 2019), 9, https://hdp.org.tr/tr/kadin-kayyim-raporumuz/12932/.

[15] Kışanak ve Anlı döneminde görev yapmış bir bürokratla yapılan kişisel görüşme. Görüşme tarihi: 13.09.2022.

[16] Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi, 2015 Faaliyet Raporu (Diyarbakır: Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi, 2016), 183.

[17] Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi, 25.

[18] HDP Kadın Meclisi, Eşit Temsiliyet ve Eşit Katılım Için Eşbaşkanlık, 37.

[19] HDP Kadın Meclisi, Kadın Özgütlükçü Yerel Yönetimlerin Gaspı: Kayyım Raporu, 9.

[20] Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi, Stratejik Plan 2015-2019 (Diyarbakır: Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi, 2015), 33.

[21] Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi, 2015 Faaliyet Raporu, 183.

[22] Stratejik Planın hazırlanma sürecine dair detaylı ilgi için bkz.: Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi, Stratejik Plan 2015-2019, 6–16.

[23] Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi, 30–31.

[24] Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi, 32–34.

[25] Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi, 36.

[26] Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi, 70–80.

[27] Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi, 38.

[28] Belediyenin faaliyet raporları ve performans programları internet ortamında erişime açıktır. Bkz.: www.diyarbakir.bel.tr

[29] Cuma Çiçek, Hizmet-Siyaset İkiliğinden Diyarbakır’a Bakmak: Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Deneyimi (2015-2018) (Diyarbakır: Diyarbakır Siyasal ve Sosyal Araştırmalar Enstitüsü, 2019), 79–82.

[30] Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi, 2015 Faaliyet Raporu, 184.

[31] Söz konusu iki stratejik planın karşılaştırmalı bir analizi için bkz.: Çiçek, Hizmet-Siyaset İkiliğinden Diyarbakır’a Bakmak: Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Deneyimi (2015-2018).

[32] Kayyımların belediyelerdeki toplumsal cinsiyet odaklı çalışmalara etkilerinin kısa bir özeti için bkz.: HDP Kadın Meclisi, Eşit Temsiliyet ve Eşit Katılım Için Eşbaşkanlık, 48–61. Bu konuda daha ayrıntılı bir çalışma için ayrıca bkz.: HDP Kadın Meclisi, Kadın Özgütlükçü Yerel Yönetimlerin Gaspı: Kayyım Raporu.



* Sponsored by the Rosa Luxemburg Stiftung with funds of the Federal Ministry for Economic Cooperation and Development of the Federal Republic of Germany. This publication or parts of it can be used by others for free as long as they provide a proper reference to the original publication. The content of the publication is the sole responsibility of Off-University. Organisation für den Frieden e.V. and does not necessarily reflect a position of RLS.

Comments
0
comment
No comments here
Why not start the discussion?